7.05.2018

MUHTEŞEM BİR TILSIMLI DEFİNE HİKAYESİ

tılsımlı define hikayesi

İki kafadar onlar için adeta tutku haline gelen defineciliğe kaptırmıştır kendilerini ve dere tepe dağ taş demeden gezerler. Bir gün ormanın içinde çevresine göre farklı yapıda olan bir kayaya denk gelirler. Bu kaya 2 metre yüksekliğinde üzerinde bir metre çapında koltuk şeklinde işaret ve daha farlı oyma işaretler bulunmaktadır. Defineciler bu taştan çok ümitlenirler ve başlarlar taşın etrafını aramaya… Taşın birçok yerini kazarlar bir şey bulamazlar sonra dedektör getirirler. Dedektör yer tespit eder fakat kazarlar bir şey çıkmaz dedektörü tekrar tutarlar bu kez alet farklı yer gösterir. Bu şekilde bir kaç yer kazarlar ve her seferinde alet farklı yer gösterir. Defineciler artık hep burayı düşünür olmuştur, hatta rüyalarına bile girmektedir bu gizemli yer. Bir süre sonra bu yerin tılsımlı bir yer olduğuna ikna olurlar ama yine de buradan umudunu kesmemişlerdir. Bir gece definecilerden biri rüya görür ve rüya şöyledir… Rüyasında, arkadaşıyla yine bu yere gittiklerini görür, burada define aramak için kazarken elinin orada sabit kaldığını, elini bir türlü çekemediğini orada donmuş şekilde kaldığını görür ve büyük bir korku içinde uyanır. Artık bu yerden ürpermişlerdir ve bu yerle ilgili tılsımlarla ve cinlerle uğraşan bir hocaya danışmaya karar verirler. Uzun bir araştırmadan sonra farklı bir ilde bu işlerle uğraşan yaşlı bir hoca definecilere önerilir. Defineciler adeta aşık oldukları ve aynı derecede ürperdikleri gizemli yerlerinden sonuç almak için her ne pahasına olursa olsun bu hocaya gitmeye karar verirler. Sonunda hocaya giderler; bu gizemli yeri iyice tarif ederler, kazıda dedektörün farklı yer göstermesini anlatırlar ve sonra gördüğü rüyayı söylerler hocadan yardım isterler. Hoca onlara bu yerin sahipli olduğunu ve tılsımının çok güçlü olduğunu ve buranın nasıl çözümleneceğini şöyle anlatır. Hoca onlara herhangi bir ayın 3’üncü Cuma günü sabah ezanından sonra yakılmış çınar ağacının küllerini bu kayanın etrafına doğudan başlayarak dökmelerini, hiç konuşmadan oraya arkalarını dönüp biraz uzaklaşmalarını ve güneş doğmadan oraya yaklaşmamalarını söyler. Ardından güneş doğumuyla oraya gitmelerini döktükleri külün üzerinde iz bulmalarını ve bu külün üstünde hangi iz belirirse o canlıyı kurban etmelerini tembihler. Hoca kurbanı şöyle kesmelerini söyler; beliren canlının kanı tam izin üzerine gelecek şekilde kesmelerini, kurban ettikten sonra izin belirdiği yeri kazmalarını ve definenin orada olacağını söyler. Hoca, yapılacak işlemi büyük bir önemle ve kesinlikle kurbansız bu işe kalkışmamalarını tembihler aksi halde siz tılsımın kurbanı olursunuz der. Defineciler uzun uzun düşünürler ve sonunda işlem yapmaya karar verirler. Onlar gizemli yerlerinin büyüsüne kapılmışlardır artık o aşktan onları vazgeçirecek hiçbir güç yoktur bu güç belirecek iz insan izi olsa da!!!

Defineciler haziran ayının 3. Cuma günü bu işlemi yapmaya başlarlar. Hocanın anlattığı gibi yakılmış çınar ağacının küllerini sabah ezanıyla birlikte dökerler ve hiç konuşmadan oradan uzaklaşırlar. Güneş doğumuyla birlikte oraya gelirler ve inanamazlar korktukları başlarına gelmiştir artık! Beliren iz insan izidir. Defineciler büyük bir telaş içindedir… Ne yapacaklarını düşünürken birazda korkuyla gizemli yerden uzaklaşmışlardır. Telaş içinde düşünürken bir bağ evinden sesler gelmektedir. Sonra vahşi planlarını acımasızca sürdürürler ve bağ evinde bahçede çalışan kadının 6 yaşındaki çocuğunu gizlice kaçırırlar. Defineciler tamda hocanın anlattığı gibi çocuğu kurban ederler. Bağ evindeki kadın büyük üzüntüyle çocuğunu feryat içinde aramaya koyulur… sonra bütün köylü aramayı sürdürür fakat bir sonuç alamazlar. Arama işlemi iki üç gün sürer ve umudunu yitirirler. Acılı anne bağ evinde gözü yaşlı bir haber beklemektedir. Bu arada defineciler hocanın anlattığı şekilde işlemi tamamlamışlardır ve muhteşem hazineye ulaşmışlardır. Hazine o kadar büyüktür ki! içinde paha biçilmez mücevherler, kilolarca saf altınlar, altın elbiseler, bin bir çeşit takılar daha neler neler… Defineciler amacına ulaşmışlardır ama içlerinde hep açılı annenin burukluğu vardır. En son şöyle bir karar verirler çocuğun cesedini bir miktar altınla ve başına ne geldiğini yazan kısa bir notu evin müştemilatına gizlice bırakırlar. Bir sabah müştemilattan büyük bir feryat gelir, evin bireyleri hep birlikte oraya koşarlar. Müştemilatta gözü yaşlı anneyi bağrına bastığı çocuğun cesediyle ve elinde bir notla görürler…

(Not: firavun mezarlarının tılsımlı olması nedeniyle insan kurban edildiği görülmüştür.)



YORUMLARA YAZIN !!!

Siz olsanız böyle bir işleme kalkar mısınız?

Çevrenizde duyduğunuz size ilginç gelen define anılarını yazın…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder