![]() |
tılsımlı define hikayesi |
İki kafadar
onlar için adeta tutku haline gelen defineciliğe kaptırmıştır kendilerini ve
dere tepe dağ taş demeden gezerler. Bir gün ormanın içinde çevresine göre
farklı yapıda olan bir kayaya denk gelirler. Bu kaya 2 metre yüksekliğinde
üzerinde bir metre çapında koltuk şeklinde işaret ve daha farlı oyma işaretler
bulunmaktadır. Defineciler bu taştan çok ümitlenirler ve başlarlar taşın
etrafını aramaya… Taşın birçok yerini kazarlar bir şey bulamazlar sonra
dedektör getirirler. Dedektör yer tespit eder fakat kazarlar bir şey çıkmaz
dedektörü tekrar tutarlar bu kez alet farklı yer gösterir. Bu şekilde bir kaç
yer kazarlar ve her seferinde alet farklı yer gösterir. Defineciler artık hep
burayı düşünür olmuştur, hatta rüyalarına bile girmektedir bu gizemli yer. Bir süre
sonra bu yerin tılsımlı bir yer olduğuna ikna olurlar ama yine de buradan
umudunu kesmemişlerdir. Bir gece definecilerden biri rüya görür ve rüya
şöyledir… Rüyasında, arkadaşıyla yine bu yere gittiklerini görür, burada define
aramak için kazarken elinin orada sabit kaldığını, elini bir türlü çekemediğini
orada donmuş şekilde kaldığını görür ve büyük bir korku içinde uyanır. Artık bu
yerden ürpermişlerdir ve bu yerle ilgili tılsımlarla ve cinlerle uğraşan bir
hocaya danışmaya karar verirler. Uzun bir araştırmadan sonra farklı bir ilde bu
işlerle uğraşan yaşlı bir hoca definecilere önerilir. Defineciler adeta aşık
oldukları ve aynı derecede ürperdikleri gizemli yerlerinden sonuç almak için her
ne pahasına olursa olsun bu hocaya gitmeye karar verirler. Sonunda hocaya
giderler; bu gizemli yeri iyice tarif ederler, kazıda dedektörün farklı yer
göstermesini anlatırlar ve sonra gördüğü rüyayı söylerler hocadan yardım
isterler. Hoca onlara bu yerin sahipli olduğunu ve tılsımının çok güçlü
olduğunu ve buranın nasıl çözümleneceğini şöyle anlatır. Hoca onlara herhangi
bir ayın 3’üncü Cuma günü sabah ezanından sonra yakılmış çınar ağacının
küllerini bu kayanın etrafına doğudan başlayarak dökmelerini, hiç konuşmadan
oraya arkalarını dönüp biraz uzaklaşmalarını ve güneş doğmadan oraya
yaklaşmamalarını söyler. Ardından güneş doğumuyla oraya gitmelerini döktükleri
külün üzerinde iz bulmalarını ve bu külün üstünde hangi iz belirirse o canlıyı
kurban etmelerini tembihler. Hoca kurbanı şöyle kesmelerini söyler; beliren
canlının kanı tam izin üzerine gelecek şekilde kesmelerini, kurban ettikten
sonra izin belirdiği yeri kazmalarını ve definenin orada olacağını söyler. Hoca,
yapılacak işlemi büyük bir önemle ve kesinlikle kurbansız bu işe kalkışmamalarını
tembihler aksi halde siz tılsımın kurbanı olursunuz der. Defineciler uzun uzun
düşünürler ve sonunda işlem yapmaya karar verirler. Onlar gizemli yerlerinin
büyüsüne kapılmışlardır artık o aşktan onları vazgeçirecek hiçbir güç yoktur bu
güç belirecek iz insan izi olsa da!!!
Defineciler haziran
ayının 3. Cuma günü bu işlemi yapmaya başlarlar. Hocanın anlattığı gibi
yakılmış çınar ağacının küllerini sabah ezanıyla birlikte dökerler ve hiç
konuşmadan oradan uzaklaşırlar. Güneş doğumuyla birlikte oraya gelirler ve
inanamazlar korktukları başlarına gelmiştir artık! Beliren iz insan izidir. Defineciler
büyük bir telaş içindedir… Ne yapacaklarını düşünürken birazda korkuyla gizemli
yerden uzaklaşmışlardır. Telaş içinde düşünürken bir bağ evinden sesler
gelmektedir. Sonra vahşi planlarını acımasızca sürdürürler ve bağ evinde
bahçede çalışan kadının 6 yaşındaki çocuğunu gizlice kaçırırlar. Defineciler tamda
hocanın anlattığı gibi çocuğu kurban ederler. Bağ evindeki kadın büyük
üzüntüyle çocuğunu feryat içinde aramaya koyulur… sonra bütün köylü aramayı
sürdürür fakat bir sonuç alamazlar. Arama işlemi iki üç gün sürer ve umudunu
yitirirler. Acılı anne bağ evinde gözü yaşlı bir haber beklemektedir. Bu arada
defineciler hocanın anlattığı şekilde işlemi tamamlamışlardır ve muhteşem
hazineye ulaşmışlardır. Hazine o kadar büyüktür ki! içinde paha biçilmez mücevherler,
kilolarca saf altınlar, altın elbiseler, bin bir çeşit takılar daha neler neler…
Defineciler amacına ulaşmışlardır ama içlerinde hep açılı annenin burukluğu
vardır. En son şöyle bir karar verirler çocuğun cesedini bir miktar altınla ve
başına ne geldiğini yazan kısa bir notu evin müştemilatına gizlice bırakırlar. Bir
sabah müştemilattan büyük bir feryat gelir, evin bireyleri hep birlikte oraya
koşarlar. Müştemilatta gözü yaşlı anneyi bağrına bastığı çocuğun cesediyle ve
elinde bir notla görürler…
(Not: firavun
mezarlarının tılsımlı olması nedeniyle insan kurban edildiği görülmüştür.)
YORUMLARA
YAZIN !!!
Siz olsanız
böyle bir işleme kalkar mısınız?
Çevrenizde
duyduğunuz size ilginç gelen define anılarını yazın…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder